• https://www.facebook.com/tetaileandasifa
  • https://www.twitter.com/theta_ile_andasifa
  • https://www.instagram.com/theta_ile_andasifa

                                                                                                             

İçsel Cezalandırıcıyı Tanımak

İçsel Cezalandırıcıyı Tanımak

 

İçindeki cezalandırıcıyı tanıyor musun?

Yaşadığın olaylar tesadüfen olmuyor.

İçindeki derin korkuların dış dünyanda, dışarıda sana iyi gelmeyen yaşam senaryolarını oluşturuyor.

 

Danışmanlıklardan ilişkiler konusunda bir örnek vermek istiyorum.

Danışanım hep kendine kötü davranan, hak ettiği değeri alamadığı ilişkiler yaşıyordu.

Bir türlü yakın ilişkiler kuramamıştı. Her seferinde benzer sahneler karşısına çıkıyordu. Farklı ortamlara da girse her seferinde bir şekilde dışlandığını, değersiz olduğunu, sevilmediğini hissediyordu. Ve bu hissine aynalık yapan olaylar yaşıyordu.

Birileri onu aramayı unutuyordu, birileri son anda randevuları iptal ediyordu ya da başka bir şekilde yok sayılıyordu.

Birlikte derindeki duygularına, kök inançlarına baktık.

Bu deneyimi tekrar tekrar yaşamak ona ne fayda sağlıyordu? Mantıklı zihinle bakınca çok saçma gelebilir. Bu bana niye fayda sağlasın ki? Ben iyi ilişkiler yaşamak, sevmek, sevilmek, değer görmek isterim. Deriz hepimiz. Ama sistem öyle çalışmıyor.

 

Mutlu olmaktan neden korkar insan? İyi olmaktan, mutlu ilişkilerden, sevilmekten, değerli olmaktan, paradan, sağlıklı olmaktan, özgür olmaktan, rahatlamaktan neden korkar insan? Neden bir insan kendini cezalandırır?

İçimizdeki cezalandırıcı neden bizimle uğraşıyor?

Cevap çok basit; bizimle uğraşmıyor, bizi korumak için yapıyor!

 

İstediğimize sahip olursak ailemizin, çevremizin bizi dışlamasından, suçlamasından, sevmemesinden ve tüm bunların sonunda ölmekten, yok olmaktan korkuyoruz.

Bilinçdışımız bizi hayatta tutmaya çalışıyor.

 

Ben kadınlarla çalıştığım için kadınlarla ilgili örnek vericem.

Şunu bir düşünün; yıllarca anneniz sevilmemiş, değer görmemiş, parasızlık, yoksulluk çekmiş ve siz buna şahit olmuşsunuz.

Sadece anneniz de değil, sizin yaşarken gözlemlediğiniz teyzeniz, ananeniz, babanneniz, komşunuz, öğretmeniniz birçok kadında bu deneyimleri görüyorsunuz. Genetik seviye tanımadığınız atalarınızdan da bu bilgilerin çekirdeklerini de içinizde hücresel hafızanızda taşıyarak dünyaya geliyorsunuz.

İçinizde koskocaman bir negatif inanç sistemi var.

Özetle içsel çocuğunuz şuna inanıyor; ben iyi şeylere layık değilim! Ben mutlu olmaya, sevilmeye, değerli olmaya, rahat para kazanmaya, huzurlu olmaya layık değilim! Tüm bunlara sahip olmaya izinli değilim! Bunları hak etmiyorum! İçinizde kocaman yıllarca üst üste yazılmış, kökleşmiş inançlar var. Tüm bunlara rağmen siz dışarıda bir şeyleri düzeltmek için denemeler yapıyorsunuz. Hayatınızı iyileştirmek için adımlar atmaya çalışıyorsunuz ama olmuyor.

İçinizdeki cezalandırıcı hemen kötü bir senaryo yazıyor.

Biri kalbinizi kırıyor, birden işler kötüleşiyor para kaybediyorsunuz, hastalanıyorsunuz ya da istediğin ilişki, iş, huzur bir türlü olmuyor, olamıyor.

 

Tüm bu olanlar boşuna olmuyor.

İçsel cezalandırıcımız bize iyilik yapmak, bizi korumak, BİZİ YAŞATMAK için çalışıyor!

Çünkü güçlenirsen başına kötü bir şeyler gelebilir.

Çünkü paran olursa birileri sana düşman olabilir, seni soyabilirler, kıskanabilir, nazar olabilir, ölebilirsin, yok olabilirsin.

Sen parasız kal, işsiz kal, yoksulluk çek, kıtlık yaşa ki güvende ol. Zaten ailende bunları yaşadı sende onlar gibi ol. Onlara benze ki hayatta kal, oyunda kal.

 

Doğuştan sahip olduğumuz genetiğimizde olan ve çocukken tanık olduğumuz başkalarının yaşam deneyimlerini bize yaşatmaya çalışıyor. Bizi korumak için yapıyor. Çünkü sürüden ayrılırsak yalnız kalırız, ölürüz, yok oluruz. Bilinçdışımız bizi hayatta tutmaya çalışıyor, oyunda kalmamız için.

Tamamen çocuk bilinciyle düşünün. 0-7 yaşında bir çocuğun duygusal seviyesinde düşünün.

 

Annem kötüyken, mutsuz, rahatsız, acılarla dolu bir hayat yaşamışken ben nasıl iyi olabilirim?

Ya annen iyi olmak istemiyorsa? Ya annen iyi olmaktan korkuyorsa? Ya annen, kadın ataların onlardan iyi olduğum için beni kıskanırsa, beni cezalandırırsa, beni eleştirirse?

Tüm bu korkular ve daha fazlası kendimizi cezalandırmamıza sebep oluyor.

 

Diğerleri bizi cezalandırmadan, iyi şeyler istediğimizi fark etmeden, anlamadan bile kendimi cezalandırayım ki onlarla aynı seviyede, aynı frekansta olayım diye uğraşıyor. Evet uğraşıyor. Ciddi emek harcanıyor içeride negatif senaryolar için. Yaydığımız enerjiyle en kötüyü kendimize çekiyoruz.

 

Bu kötü nasıl değişecek? Nasıl hayatımızda bir şeyleri değiştireceğiz?

İçimizdeki bizi cezalandıran, çocuk parçamızla konuşmamız gerekiyor. İyi olmanın, sevginin, refah içinde yaşamanın, iyi ilişkilerin, bize iyi gelecek her şeyin güvenli olduğuna içimizdeki çocuk parçaları ikna etmemiz gerekiyor.

 

Her insanın hayatında baskın olan bir imtihan konusu vardır. Bu bazılarında maddi konular, iş, para sorunları, bazılarında yakın ilişkiler, evlilikte yaşanan sorunlardır. Siz de kendi yaşadığınız kısır döngülere bu açıdan bakın. İçsel çocuk parçanız ne olmasından korkuyor?  O çok istediğiniz duruma geldiğinizde hayatınızda en kötü ne olabilir? Bu korkuları bulup çalıştıkça dış dünyanızda, gerçek kalıcı değişimler olmaya başlayacak.

 

 

İçimizdeki çocuğun yeniliğin, değişimin güvenli olduğunu kabul etmesi gerekiyor.

Sözde değil, özümüzde gerçekten kabul ettiğimizde, içselleştirdiğimizde dış dünyamızda değişimi görebiliriz. Yetişkin halimiz hayatımızın direksiyonuna o zaman geçebilir. Hayatımızın sorumluluğunu alıp kendi seçimlerimizle o zaman yaşayabiliriz. Diğer türlü başkalarının, ataların hikayelerinin farklı versiyonlarını yaşarız, ki yaşıyoruz.

 

Benim sevdiğim ayette bize kendi üzerimizde çalışmamızı bize hatırlatıyor.

Onlara Allah’ın indirdiğine uyun denildiğinde, “ Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız” dediler.

Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa! Bakara Suresi 170

 

Esra Gündüz

Temmuz 2025 - Şişli

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  
118 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın